BABAM DÜŞÜYOR... DOSTUM UTKU VARLIK'IN MÜTHİŞ KAPAĞI İLE YAKINDA HUZURLARINIZDA
Yenikapı Hikayeleri ve Bedia'dan sonra üçüncü kitabım BABAM DÜŞÜYOR...Diğer ikisini de Utku resimlemişti. Anılarımızın çoğu; kitabımız gibi ortak Utku ile. Bu kez BEDİA nın hakim kocasını anlatıyorum.Hakim Hakkı bey.Bir nevi aile trolojisi. Anne,Baba ve kızlar.Hakim Hakkı beyi ;Babamın sert rüzgarlar gibi adliye koridorlarında gezdiği günlerde tanımıştım. Babam gibi kurşun işlemez hakim bey diyorlardı. Beş kuruş rüşvet yememiş.Zorla üye yapıldığı zenginler kulübünde kimseye yüz vermemiş...Hızlı jakoben bir Cumhuriyetçi. Robespierre adını hiç duymamış,lakin gönülden Atatürk,yürekten İnönü hayranı.Büyük harp sırasında Edirne hududunda teğmenmiş. Üstelik Bedia Hanımla yeni evli.
" İnönü bu ahaliyi savaşa soksaydı,sizler yoktunuz evlatlarım..." der oğullarına sık-sık.Üstelik senfonik müzikle pek arası yok,ve Milli Şefin çello çaldığını da bilmiyor.
Zenginler Kulübünde cümle tüccar ahali :
"Aman dosyam hakim beye düşmesin telaşında..." dua etmekteymiş.Babam çok benziyordu Hakim Hakkı beye.Onun da yanlış evlilikler yapmış üç kızı... Adeta Çehov'un üç kızkardeşi. Saraylı karısı BEDİA hanım... Onun hikayesi yazılmış daha önce.Hakimliğinde ;adliye koridorlarında,sokakta,ara-sıra gittiği konser salonlarında ahalinin saygıdan ayağa kalkması ritüel bir şölen gibiymiş..Korkudan değil,saygıdan...Artık yozlaşmış düzenin tek ayakta kalanı. O girmiyor amma ,bütün kapılar açık sonuna kadar.. Korkudan mı neden bilmem? Yoksa ahalinin güzelliği ve dürüstlüğü araması mı?
Emekli olduğunda kimseler kalmıyor etrafında. Alzeymer oluyor bu yalnızlık ve üzüntüyle. Zenginler kulübünde,hakimliğinde , önünü ilikleyenler,başlarını çeviriyorlar.Kurşun İşlemez Hakim Bey yok artık.Kurşun ata,ata bitermiş....Ahali dürüstlüğe pek paye vermemiş.Unutuvermiş Hakim Hakkı beyi.
Alzeymer yatağında,yattığı yerden ev ahalisini mübaşir gibi görüyor Hakim Hakkı bey.
" Getir yarınki duruşma dosyalarını Hacı Efendi.." diye bağırıyor.
" Ne dosyası Hakim Bey.." dese bakıcı Romen kadın.
Hırçınlaşıyor,başını duvarlara vurmaya kalkıyor,ağlıyor içinden okyanus dalgaları gibi.
" Getirin yarınki dosyaları hemen. Önce karara çıkanları.."
Oğlu avukat. Kendi dosyalarını götürüyor.
" Buyur hakim bey ,yirmi tane kararlı..Diğerleri derdest.."
Hakim Hakkı beyin müthiş bir mutluluk kaplıyor yüzünü.Dosyalara sarılarak uyuyor.
Bendeniz bu kez de yaşadıklarımı yazmaya çalıştım. Yenikapı gibi... Bedia gibi. Steinbeck, Panait Istratı, Maksim Gorki, Çehov , Sait Faik, Orhan Duru. Tomris Uyar, Oğuz Atay...ustalardan çok el aldım..
240 sayfayı buldu hikayelerim. Medyatik olmak istemedim..Sarışın perçemli hanımlar,polisiye yazarlar gibi olacağıma...Halimden ve kendi ufak karemde kalmaktan hoşnutum.Yenikapı Hikayeleri 3. baskı yaptı. Bedia ikinci yolunda. Babam Düşüyor n'olur bilmem. Ancak bu muhteşem kapakla güveniyorum. Utku gibi bir şansım da editörüm.,Dostum,Yenikapıyı birlikte yaşadığımız Petit Tamer.Bir de şu var. İki hakimden hangisi kurgu,hangisi virüel. Bilemem(!) Haydi hayırlısı bakalım. Okurlarım destek olursa yenileri gelir mi acep???


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder